20 Temmuz 2010 Salı

SİNEMA SİYAHI PERDE


PERDE

      Vitrinindeki kalın camda “ GÖRDÜKLERİNE TABİ OLANLAR, GÖRMEK İSTEDİKLERİ KONUSUNDA İSRARCIDIRLAR. ” diye yazan taş bina altındaki dükkânın önünde durduğunda, aradığı eski kitabı, bu eski kitap satıcısında bulabileceğine çoktan kanaat getirmişti. Ve öylede oldu zaten. Bu kez aramış olduğu eski kitabı bu kadar kolay bulmuş olmasına şaşırdı.

        Kasabaya yarım saat uzaklıktaki çiftliğinde bulunan hayvanları için depolanmış saman balyaları arasında, toplu iğne aramamış olduğu her halinden belliydi. Ama çapar renkli tavuğun gurk ¹ çıkartmak adına, gizliden gizliye yumurtladığı yumurta yuvasına tesadüfen birkaç kez rastlamış ve kimseye söylememişti. Çapar tavuk kadar hassas davranıp, bu gizemli dünyanın gizeminin bozulmasını istemiyordu. Oysa çapar renkli tavuğun daha iyi şartlarda yumurtlayabilmesi için kümesinin içerisine keçe ve kamış sepet eskilerinden holluk ² yapmıştı. Fakat çapar renkli tavuk çiftlikteki tüm tavukların aksine düzene uymayarak, kendisine özel bir yaşam alanı oluşturmuştu. Bunun çiftlik hovardası sarı ibikli horozla hiçbir ilgisi yoktu. Sanırım annelik içgüdüsüyle, yumurtalarının çiftliğin en küçük çocuğu olan ilber’e ³ sosisli tost yapılmasını istemiyor, birkaç düzine civciv çıkartma için çaba harcıyor olmalıydı.

        Günler sonra, bir sabah civciv sesleriyle uyandığında, çiftliğin yeni bireylerinin, yaşamla tanışmış oldukları gerçeğiyle karşı karşıya kaldı. Yüzünü yıkadığı lavabonun üzerindeki aynanın kenarında gizlenmeye çalışan sivrisineğin iriliğini fark edince, ayaklarının neden bu kadar çok kaşındığını anlamış olsa gerek, avucunun içerisine biraz Eyüp Sabri Tuncer limon kolonyasını dökerek, sineğin ilk akşamdan başlayarak tüm bir gece boyunca sorti yaptığı kızarmış bölgelere sürdü. Ayaklarının seksen derecelik limon kolonyası nedeniylen alev alev yandığını fark edince, eve neden birde tütün kolonyası almadığı konusunda kendini suçladı ve giyinmeye başladı. Zira ona göre, sivrisineğin hiç suçu yoktu. Çünkü onun da göreviydi yaşama tutunmak. Sinek yaşama tutunma felsefesiyle affedildiğinin farkına vardı mı bilinmez. Fakat bilinen gerçek şuydu; ya perdeci Nihat’tan hemen bir cibinlik yada, bakkal Remzi dayıdan hemen bir tütün kolonyası alınması gerekiyordu. İyi de ikisinin de dükkânı kasabanın en işlek caddesine bulunuyordu. Ve dükkân önüne araç park etmek yasaktı. Bir de park yasağı konusundaki hassasiyetiyle ünlü Kasabanın caddelerinden sorumlu belediye memurları vardı. Ama onlarda yaşama tutunmak için görevlerini yapmak zorundaydılar. Öyle ya koca yaşam içerisinde herkesin bir rolü ve yaşam alanı vardı. Perde denesiye kadar, herkes kendi yaşam karesinde, rolünü ezberleyebildiği kadarıyla iyi oynamak zorundaydı.



1-Gurk; Yumurtladığı yumurtalardan civciv çıkartmayı hedeflemiş tavuk.
2-Holluk; Tavukları yumurta yumurtlaması için düzenlenmiş özel bölme.
3-İlber ; Hikayedeki çiftlikte süt ve yumurtayla beslenen küçük çocuk.


9 Temmuz 2010 Cuma

Sinema Siyahı Tell a lie

tell a lie

             Ne kadarınızın kendinize ait olduğunu fark ettiğinizde, farklılıklarınızı törpüleyeceğiniz mengeneye bağlanmışsınız demektir. Yanık motor yağının kokusu değildir genzinizi yakan. Hapşırıverirsiniz birden. Üşütmüş, hem de nezle olmuşsunuzdur. Suçlu, mevsimsiz yağan yağmur değildir. Yine hapşırırsınız, yine onlarca ses “ Çok yaşa ” der hep bir ağızdan. Ne kadar yaşayacağınız dahi belliyken, topluca söylenen bu yalan hoşunuza gider. Ve yalan söyledikleri için bu kez onlara kızmazsınız bile.
            Çünkü bilirsiniz ki yaşamda yalan.